10 Mart 2011 Perşembe

Kısa Günün Kar'ı :) Bölüm - 1


Başlıkta pek bir zorlandım. Karı anlamına gelmediğini nasıl belirtebilirim diye baya bir kafa patlattım (15 sn kadar) ve bu çözümü buldum. Neyse sadede geleyim. Bugünkü yazım, tam blogumuzun temasının hakkını verecek bir yazı :) Koca parasını bol bol yedim bu iki gün sayın seyirciler!!! Hatta bu da yetmedi kayınvalide parasını da yedim :P

Son birkaç gündür dibine vurduğum depresyonumun ilk defa bir faydasını gördüm :P Öncelikle dün kocişim hamamzade sabahın köründe - 11:30 - telefon ederek beni uykumdan uyandırdı. Her ne kadar depresyonda da olsam, bunun da kendi içinde bir disiplini var. Gece 01:00'dan önce yatmamak, sabah 12:00'den önce uyanmamak, sürekli yemek yemek, koltuğun hep aynı köşesinde oturma, vs, vs...Herneyse, sevgili kocişim beni arayarak düzenimi bozduğu için çok sinirli bir şekilde telefona cevap verdim. Karşımdaki sexy ses (!) bana 15 dk içinde hazır olmamı, beraber alışverişe çıkacağımızı söylüyordu!! Rüya mı görüyorum acaba diye düşündüm... Hayır, bu bir rüya değildi. Kocişim gönlümü eylemek için beni alışverişe çıkarmayı teklif ediyordu!! Böyle koca ısırılmalıydı, hatta belki de yenmeliydi!

Kendimi toparlayıp hemen buz gibi suyla elimi yüzümü yıkadım. Biliyorum, depresyona aykırı ama, dişlerimi de fırçaladım; hem de dünyanın en berbat tatlı diş macunuyla (parodontax). sonra elime ne geçtiyse üzerime geçirdim. Saçımı da köpeğimin on kere çiğnediği o eskiiii, yıpranmııııışşş lastiğimle tepemde toplayıverdim. Tattaaaa, hazırııımmm :)

Gittik AVM'ye gezdik, gezdik... Canım hiçbir şey denemek istemedi. Bu kilolarla bir şeyler denemek ölüm gibi çünkü. Hele pantolon... Bi de bi beden, diğerininkine uymuyor. Bir kotta 32 beden olurken, bir diğerinde 30 oluyor, bir başkasında ise 32 beden dizimden bile geçmiyor. Hatta üşenmedim, Defacto'da çok beğendiğim iki tane 42 beden pantolon almıştım kabine denemek için, birinin ön tarafı bol geldi emanet gibi, biri bacağıma girmedi... İkisini üst üste koyup baktık kocişle, anam o da ne... İkisi de 42 beden olan iki pantolonun bel genişliği arasında 4 parmak fark var :S Nasıl bu kadar fark edebilir ya? Kesim falan deme bana, gözünü seveyim... Bu kadar yanlış nasıl kesilir lan?

Neyse, tüm bu yaşadıklarım gözümün önünden film şeridi gibi geçince, anında vazgeçtim giysi alışverişinden. Kocişime pantolon baktık biz de. Adamcağız o mağazada tam 7 tane pantolon giydi, bazıları da iyiydi aslında ama ben hiçbirini beğenemedim... İçime sinmedi. O da hiçbir şey alamadı dolayısıyla :)

Ordan çıkıp başka bir AVM'ye geçtik. Orda da kocişe pantolonlar denettim, ama en sonunda o da sıkıldı. Biz de giysi alışverişinden vazgeçtik. Sonra Watson's mağazasına girdik. Buradan ne zamandır istediğim Golden Rose Dipliner'lardan aldım. Gerçekten çok kullanışlı bir ucu var. Eyeliner özürlü insanlar için bir nimet bence :) Buna ek olarak Flormar'ın Plus Quartz serisinden 93 ve 10 numaralı iki oje aldım. Numaraları birbirinden çok alakasızmış gibi dursa da renkleri birbirine çok yakın. İkisinin içinde de çok minik pırıltılar var ve bu benim bir ojede en çok sevdiğim özellik. Sade renklere özellikle bir asalet kattığını düşünüyorum. Bunlardan başka bir de Flormar'ın Nail Care serisinden Max Growth adlı ürününü de aldım. Uzun yıllar tırnak yemiş biri olarak, tırnaklarımı yeni yeni uzatıyorum ve benim gözüm gibi baktığım tırnaklar yumuşaklıktan ve güçsüzlükten çatır çatır kırıldıkça içim eriyor... Bu ürünü denemeye karar verdim ben de. Zaten üzerinde "tırnak yiyenler  için üretilmiştir" gibi bir şeyler de yazıyor. Bunu ojenizin altına bir kat sürüyorsunuz. Ben dünden beri kullanıyorum ve gerçekten tırnaklarımda belirgin bir sertleşme var.












Tüm bu kozmetik alışverişinden sonra, Euromoda'ya girmeden olur muydu? Tabi ki hayır. Ama sanmayın ki incik boncuk aldım :) Lastik aldım ayol, saç lastiği :) Ben uzun süre dayanmaları açısından, üzerlerinde herhangi bir ek yeri, demir birleştirici falan olmayan lastikleri tercih ediyorum. Çünkü saçlarım uzun ve gür. Bu yüzden tek parça lastikler çok kullanışlı oluyor benim için. Hele bu gidişimde bir çift lastik buldum ki, süperler!!! Her tarafından Çin malı olduğu belli olan bu ürün, Çin mallarına karşı çok mu ön yargılıyız acaba dedirtti bana :)



Bu yorucu günün devamında, eve gelip Zeytin'i aşıya götürdük. Korona ve Bronşin aşılarını oldu. Bu Zeytin tam bir inatçı keçi  :) Veteriner ablasını çok seviyor. Onu gördüğünde üstüne zıplıyor, şımarıyor, cilveleşiyor. Ama olay ne zaman muayene odasına kaysa, yere öyle bir oturuyor ki tasmasını ne kadar çeksem nafile :) İçeri sürüklüyoruz resmen, o yine de ısrarla içeri girmek istemiyor ve popo kayağı yaparak geçiyor muayene odasına... İçeride de ayrı bir komedya. İğne olurken, kocişim Zeytoşun başından iyi tutabilmek için ona sarılıyor. Böylece iğneyi görmüyor. Kendisi tam oscarlık performanslarından birini daha sergiledi bu hafta :) İlk iğneyi hiç görmeden yedi, hiç sesi çıkmadı dolayısıyla. İkinci iğne için diğer tarafını döndürmemiz gerektiğinden, dönerken şırıngayı gördü. Bu kez bir bastı çığlığı evlere şenlik :) Kadın iğneyi anında yapıp çekildi kenara, Zeytin hala iğne oluyorum modunda bas bas bağırıyor :)) Hemen kucağıma sığındı (oyyy yirim!!) Ben de sevdim, öptüm o kaşık kadar suratını, acısı dindi. Atladı aşağıya, yine başladı şımarmaya :)

Akşam da Zeytin'i eve bırakıp Gündoğdu diye bir yerde yemek yedik. Yeni çıkardıkları közde köfte mükemmeldi, yanında salatası, piyazı ve kolasıyla 8,5TL'lik bir menü aldım. Yalnız sizi uyarmalıyım; bir porsiyonda 8 köfte var ve bana bile çok geldi. Yani 1,5 istemeden önce iyi düşünün derim. Ama lezzeti harikaydı gerçekten.

Devamı Bölüm - 2'de :)

4 yorum:

  1. yazı harika çok güzel çok beğendim, ben de gençken yazardım :)) yazıda en çok alışverişe çıkacağım bu bir rüyamı kısmını beğendim :D:D:D

    YanıtlaSil
  2. sen hala gençsin sevgilim :) teşekkür ederim yorumun için, ama en çok da blogumu okuyup yorum yaptığın için!!! mucxxx!!!

    YanıtlaSil
  3. güle güle kullanın cicilerinizi=)

    YanıtlaSil
  4. çok teşekkür ederim :))

    YanıtlaSil